Çevrendeki herkes ve her şey adeta yıkım için yaratılmışken sabır inşa etmek ne de zor. Sabrı günden güne ulaşılmaz hale sokan sebep de bu sanırım. Belki de aslında her birimiz hayatı hazmedebilecek tahammüle sahibiz, fakat şartlar tahammülümüzü gözlerimizin önünde kül ediyordur. Fakat bu senaryoda da bir tezat çıkıyor karşımıza. Zaten tam da şartlar değil miydi sabrımızı kullanmamız gereken yerler? Bugünlerde herkes unutkan. Evden çıkarken tebessümünü yanına almayı unutan birçok insan görüyorum, maalesef buna ben de dahilim. Umarım hepiniz evde bir yerlerde unutuyorsunuzdur tebessümü. Zira ağrılar dolu geçmişte veya kuruntuların yiyip bitirdiği gelecek kaygısında unutulan tebessümlerin, dudaklarınıza dönen yolu bulması çok zor. Bir de gülüşünü çaldıranlar var tabi, yuvayı terk etmek gibi… Hele tebessümü hiç tanımayanlar, yuva onları terk etmiş sanki. Mutluluk; aranıp da bulunan değil, yaratılan bir histir. Ne kadar yaratıcı olduğunuz ise, bakış açınıza paralel bir durum
Üzerine kafa yorulası notlar.