Öfkenin kirlettiği bir hal taşıyorum kendimde. Bu hal ne aklanıyor, ne de anlamlı bir amaca hizmet ediyor. Beni tüketmekten öte hiçbir eylem göstermiyor. Karşılaştığım her durumu öfkeyle harmanlamaktan kaçamıyorum. Kaçma çabamı ,ki eğer böyle bir şey varsa, tam olarak neye gösterdiğimi de biliyor sayılmam. Sadece savrulduğumu hissedebildiğim zamanlarda yaşadığımı farkedebiliyorum. Ne mutluluk ne heyecan, hiçbiri düzelme uğruna uygulamaya kalkıştığım hamlelere ortakçı olmuyor.
İyi hale erişmeyi denemekten başka seçeneğim olmadığını görüyorum. Fakat görmek tek başına bana hiçbir kazanç sağlamıyor. Bunların bilincinde olmak bazen uyanışıma vesile oluyor ama bu uyanışlardan sonra uykuya beş dakika gibi aciz bir süre kalıyor. Uyanık olduğum sürenin uykuda olduğum süreden daha fazla olduğu zaman dilimini uzaktan bile görecek olsam, koşar boynuna sarılırdım. Bu denli açım normalleşmeye.
Ara sıra da olsa kendimi sorguladığım oluyor. Ömrümün çoğunluğunda aptalca kararlar mı aldım, yoksa mantıklı ve zekice kararlar mı? İşe yaramazlarla mı daha fazla uğraştım, yararlı ve zaman harcamaya değer konularla mı? Bu tip faydasız sorularla şimdiki zamanımı çürüttüğümü her zaman geç farkettim. Bir şeylere geç kalma hissi, birçok histen acımasızdır. Dolaylı yoldan kendimi ziyan etmek gibi planlarım vardı, bunu göremedim. İstikrarı, yalnızca amaç beni tüketmek olduğunda kazanabildim.
Velhasıl büyüdüm, saçlarım ve kadınlar terketti beni. Çocukluğumdan kalan travmaları sürükleyerek taşıdım bugünlere. Artık kendimi tüketmek işini alenen, bariz yapıyordum. Bir keresinde tüm bu saçmalıklardan kurtulmayı denedim, bana rağmen. Rüzgarın yüzümü dövdüğü, yüksek rakımlı ve eşsiz manzaralı kara parçasında elimdeki çaydan tat almayı denedim. Kurtuluşun aşağıya atlamak olduğunu öğrendiğimde çay soğudu. Artık kahve içiyorum. Neyse ki kırk yıl saçmalığını kamburuma iğne iplikle işleyecek hatır sahibi birileri yok hayatımın herhangi bir çukurunda. Kahve güzeldir.
Kendini bilinmezleğe doğru yürtmüşsün. Bir hedef koymuşsun ama sonra her seferinde vazgeçmişsin, her vazgeçişte biraz daha dibe batmışsın.
YanıtlaSilSöylesene neden yapıyorsun bunu kendine?
Merhaba. Farkına vardığın duruma aslında bir nevi hayatla paralel diyebiliriz diye düşünüyorum. Bu durumda "Neden yapıyoruz bunu kendimize?" diye sormalıyız sanırım. Kendi adıma cevap vermek gerekirse berrak bir açıklama yapamam. Kim bilir hangi etken veya etkenler beni bu tarz negatif kısır döngülerin kucağına götürmüştür. Yorumun için teşekkür ederim.
Sil